Atina’da dört gün dünyanın herhangi bir yerinde beş dakikaya eşittir. -Proved by me-.
Projede tanıştığım herkes bunu söyledi. Burada çok güzel inşalarla tanıştım, çok eğlenceli ve çok verimli zaman geçirdim bu yüzden her şey çok çabuk yaşanmış gibi geliyor şimdi. Her anımız dolu geçti. Baştan başlamak gerekirse benim Atina’yı ilk görüşüm otelde başladı, akşam vakti geldiğimiz için metronun camlarından şehri görememiştik. Şunu söylemeliyim ki bulunduğumuz bölge küçük olmasına rağmen tanıştığım her insan için ayrı bir heyecan ve sevinç yaşadım. Projemiz Salı günü sabah başladı, herkese birer zarf dağıtıldı, bu zarflara ismimizi ve bizi anlatan bir sembolü çizdik. Ben bir kelebek çizdim, yakın arkadaşlarım bana böyle seslendiği için aklıma ilk o gelmişti. Diğerleri de yine kendileri ile ilgili değişik şeyler paylaştı. Mesela bir kız isminin yanına elmas çizmişti, anlamı buymuş (diamond). Yin yang çizen, dünyayı çizen veya birkaç kelime yazanlar da vardı. Bu kısa isim tanıtımı sonrası sıralar halinde herkes birbiriyle birkaç dakika konuşacak şekilde sandalyelerimizi çevirdik. Ben ilk “Deimante” (diamond) ile tanıştım. Çok tatlı birisiydi, sonrasında Filip, Kamil ve diğerleriyle de birer dakika konuşma fırsatım oldu. Ardından proje boyunca ne yapacağımıza dair bir intro sunumu izledik. Öğle arasına girmeden önce eğlenceli bir grup aktivitesi olarak spagetti ve marşmelovdan kule yapmaya çalıştık. Grupları oluşturmak için herkese çubuklar dağıtıldı ve üstünde aynı rakam yazan çubuğun sahipleri birer takım oldu. Ben kendi takımımı çok sevdim, herkes kulemizi daha sağlam yapmak için fikirler üretti ve işe de yaradı; en uzun kule ödülünü alamasak da son güne kadar sağlam duran tek kule bizimki oldu. Daha sonra öğle arası verdik ve bize yemek olarak yunan salatı, yoğurt ve börek ikram ettiler. Yemek kültürümüzün bu kadar benzer olması beni hem şaşırttı hem sevindirdi çünkü dört gün boyunca Atina’da yediğim her şeyden ayrı bir tat aldım ama yabancılık da çekmedim. İlk günün ikinci yarısı, öğleden sonra, ekip sunumlarımızı yaptık. Her ülke kendi içinde projeye nasıl hazırlandıklarını, hangi konulara odaklandıklarını ve bunun diğerlerine nasıl katkıda bulunabileceğine dair sunumlarını yaptı. Proje kapsamında hemen her türlü konuya dair bir tartışma vardı; mental sağlık, pandemi sürecinden, dezavantaj sorunları ve yetersiz imkânlara kadar her şey. Bu şekilde ilk günü sonlandırmış olduk. İkinci ve üçüncü gün hemen hemen aynı geçti energizer koçlarımız sayesinde kendini savunma teknikleri öğrendik, danslar ettik ve konu başlıklarına göre gruplar kurup kendi içimizde fikir alışverişi yaptık ve bazı çözümler bulduk. Hem eğlendik hem de herkesin işine yarayabilecek toplumu iyileştirebilecek yaratıcı fikirler ürettik. Son gün benim için üzücüydü, aslında herkes için. Güne yine eğlenceli ve renkli başlamamıza rağmen akşam herkesle tek tek vedalaşmamız gerekti. Voyce projesi sayesinde çok farklı ve güzel insanlarla tanıştım, hepsi hayatıma bir şeyler kattı. Genel olarak da bazı şeylere bakış açım pozitif şekilde değişti. Umarım diğerleri de benim hakkımda böyle düşünmüştür ve umarım ben de insanlara bir şey katabilmişimdir. Bunun gibi nice projelerle daha çok insana ulaşmayı ve onlarla tanışmayı iple çekiyorum.
Views: 23